+90 536 963 94 31
Feminist Teori Kampı

Feminist Teori Kampı

Kamp Tanıtımı

Feminist Teori Kampı

Feminist teori, toplumsal cinsiyet kategorisini merkeze alan eleştirel bir iktidar analizi olarak ele alınabilir. Feminist teoriler ısrarlı şekillerde toplumsal cinsiyetin “bir ek” kategori olmadığını, toplumsal ve politik hayatın toplumsal cinsiyetlendirilmiş ilişkiler ile inşa edildiğini gösterdi. Bu nedenle feminist teori etrafımızdaki dünyayı anlamaya dair merakı olan herkesi ilgilendiriyor. Evrensellik, rasyonalite, konumsallık, akışkanlık, istikrarsızlık, kesişimsellik gibi kavramları tartışacak dersler, toplumsal cinsiyet kategorisinin tarihselliğinin ve ilişkiselliğinin altını çizerek bir çerçeve kuracak. Kamp boyunca, feminist teori ile hareketin bağı ön plana çıkarılacak ve feminist teorinin eleştirel düşünce içindeki öncü rolü bağlamsallaştırılacaktır.

Yer: Gümüşlük Akademisi

Tarih: 26-31 Ağustos 2025

Detaylı bilgi almak için: info@gocebedusunce.org
Özge Tuncer :  0 538 830 57 15
Ozan Baştaner: 0 555 090 22 80

BAŞVURU FORMU
 

Feminist Tarihyazımı – Demet Gülçiçek

Kadınların (ve LGBTİ+ların, işçilerin, etnik azınlıkların, yoksulların) sistematik olarak tarihten dışlanması ne anlama gelir? Öteki konumlarının tarihini yazmanın önemi ve sınırları nelerdir? Toplumsal cinsiyet kategorisinin tarihselliğinin analizi, “ezilen tarihi” yazmanın ötesine geçerek zamansallık hakkında (temporality) yeni kavramsallaştırmalar ortaya çıkardı. Bu derste queer, postkolonyal ve duygulanım teorilerinin feminist tarihyazımı tartışmaları ile bağı kurulacak ve politik öznellik, tahayyülsel coğrafyalar ve duygulanım kavramları tartışılacaktır. Ders boyunca, öncelikle, bu yaklaşımla feminist tarihyazımı literatüründeki öncü çalışmalar uluslararası ve ulusal çalışmalara odaklanarak ele alınacaktır. Daha sonra 20. yüzyıl başında oluşan kadın hareketine odaklanarak politik stratejiler, normatif kategoriler ve politik-duygulanımsal ilişkiler analiz edilecektir.

Feminist Emek – Emine Erdoğan

Feminist emek tartışmaları bize hızla değişen çalışma yaşamı ve emek formları hakkında ne söylüyor? Feministlerin uzun zamandan beri odaklandığı kapitalizmin cinsiyet rejimleriyle -ya da ataerkillikle- ne tür iş birlikleri kurduğu sorusu neden hala aciliyetini koruyor? Emek sürecinin cinsiyetlendirilmesi ne demek ve bunun gündelik hayatımızdaki yansımaları/sonuçları nelerdir?  Ataerki ile emek süreçleri arasındaki ilişkiyi analiz ederken, ataerki kavramının dönüşümüne nasıl odaklanabiliriz? Böyle bir odak bize değişen cinsiyet ilişkileri hakkında neler söyleyebilir? Ders, bunlar ve benzeri sorular eşliğinde ataerkillik, cinsiyet rejimleri, yeniden üretim ilişkileri, görünmez emek, bakım emeği/krizi, duygusal emek ve duygulanımsal emek gibi  kavram ve tartışmaları feminist teorideki çeşitlenmeyi kapsayarak ele alacak ve emeğin feminist yöntemle anlaşılmasına ilişkin bir tartışma yürütecektir.

 

Queer Teori ve Eleştirel Erkeklik – Atilla Barutçu

Uzun ve güçlü tarihiyle feminist hareket ve feminist teori, son birkaç on yılda bir yandan eşitsizliğe dayalı dinamikleri faili merkeze alan iktidar çözümlemeleriyle sorgulayan eleştirel erkeklik çalışmalarına alan açmış, bir yandan istikrarsızlığı vurgulayan özne ve beden odaklı yeni tartışmalarla queer teorinin yarattığı tarihsel manevraya tanıklık etmiştir. Bu üç alanın biraradalığı bazı temel tartışma sorularını da gün yüzüne çıkarmıştır. Örneğin: Feminist teori neden sadece kadın kategorisinin analizine indirgenemez ya da indirgenmemeli? Erkeklik/erillik üzerine yapılan çalışmalar hangi metodolojik yollarla feminizme çelme takmadan yürütülebilir? Queer teorinin kimlik kategorilerinin istikrarsızlığına yönelik vurgusunun diğer teorik yaklaşımlar üzerindeki etkisi ne olmuştur? Bu derste birbiriyle ilişkili bu üç “ayrı” alanın teorik/metodolojik tartışmaları, sırasıyla toplumsal cinsiyet, erkeklik ve performatiflik kavramları merkezde tutularak ele alınacak, feminist teori ile eleştirel erkeklik çalışmaları alanının ve queer teorinin birbirine içkin olan potansiyelleri tartışmaya açılacaktır.

 

Feminist Politika – Alev Özkazanç

Bu derste 19. yüzyıldan günümüze kadar feminist politikanın tarihsel seyrini, güncel tartışmalara ağırlık vererek ele alacağız. Tarihsel bağlam bize feminizmin modern bir toplumsal hareket ve ideoloji olarak temel çevrevesini çizecek ve su sorulara odaklanacak: Feminizmin kurucu gerilimleri ve ikilemler nelerdir? Feminist özne kimdir, sınırları ve anlamı neye göre değişir? Feminist politika ile kapitalizm, devlet, demokrasi, millet, liberalizm, sosyalizm, milliyetçilik vb. arasındaki ilişkiler nasıl kurulmuştur? Feminizm içindeki çeşitlilik ve farklılıkları nasıl anlamlandırmalıyız? Bu tarihsel çerçeve bağlamında güncel tartışmalarda şu konular ele alınacaktır:  Feminizm öznesi ve queer tartışması, feminizm arası güncel farklar ve ilişkiler (siyaset yapma, muhalif olma farkları, kuşaklar arası farklar gibi) feminizmin imkan ve potansiyelleri, feminizm karşıtı hareketler ve direniş.

 

Kimlik Siyaseti, Neoliberalleşme, Otoriterleşme ve Farklı Feminizmler – Betül Yarar

 

1970’lerin sonlarından itibaren Türkiye’de feminist düşünce ve hareketin gelişimi pek çok siyasi düşünce biçimini etkilediği gibi, yeni öznelliklerin ve siyasi kimliklerin doğuşuna da vesile olmuştur. 1980’lerde başlayan 2000’lerin başından itibaren artan bu dinamikleri  bu süreçte ana akımlaşan iki düşünce biçiminin, neoliberalizmin ve feminizmin karşılıklı ve gerilimli ilişkisi bağlamında ele almak mümkün. 1980’lerde sosyalist, Marksist, liberal, radikal gibi teorik-politik kavramlar temelinde çeşitlenen feminist düşünde, 1990‘larda sosyalizm fikrinin gerilemesi ve kimlik politikasının baskın etkisiyle Kemalist, Kürt, İslamcı/Müslüman, Queer gibi kimlikler temelinde ayrışmalara uğrarken, bir yandan da ana akımlaşır. Aynı yıllarda feminizm pek çok diğer toplumsal hareket ve düşünce akımı gibi neoliberalizmin hegemonyası altına girer veya neoliberal düşünce biçimi bu kavramları kendi bünyesine katarak yeni feminist duyarlılıklara vesile olur. Türkiye’de neoliberalizmin feminizmi işgali üzerine bir tartışma tüketilemeden, 2010’larda gündemimize otoriterleşen rejimin ve muhafazakar çevrelerin toplumsal cinsiyet karşıtı illiberal politikaları ve söylemleri yerleşir. 

Bu derste Türkiye’de feminist düşüncenin bu dönemdeki tarihsel dönüşüm sürecini kısaca ele aldıktan sonra, özellikle 2000’lerin başından itibaren neoliberalizmin ve neomuhafazakarlığın feminist düşüncenin bazı ögelerini nasıl kendine mal ettiğine odaklanacak, postfeminizm ve neoliberal feminizm gibi kavramları tartışacağım. Daha sonra 2010’lar itibariyle rejimin otoriterleşmesinin etkisiyle ve ona tepki olarak ortaya çıkan feminist duyarlılıklara, digital feminist aktivizmlere, İslamcı veya Müslüman feminizm, popüler feminizm, muhafazakar ailelerin devrimci çocukları, femonasyonalizm gibi kavram ve kimliklere değineceğim.


Okuma Önerileri:
Bryson, Valeria (2019) Feminist Politika Teorisi. İstanbul: Phoenix.
Erdoğan, Emine ve Gündoğdu, Nehir (2020) Türkiye’de Feminist Yöntem. İstanbul: Metis.
Gago, Veronica (2022) Feminist Enternasyonel. İstanbul: Sol Kültür.
Gülçiçek, Demet ve Erdoğan, Emine (Ed.) (2022) Feminist Eleştiri: Arayışlar ve Müzakereler. İstanbul: Metis. (Barutçu, Erdoğan ve Gülçiçek’in bölümleri)
Günay-Erkol, Çimen (2018) “İllet, Zillet, Erkeklik: Eleştirel Erkeklik Çalışmaları ve Türkiye’deki Seyri”, Toplum ve Bilim 145: 6-31.
Jagose, Annamarie (2021) Queer Teori: Bir Giriş. İstanbul: NotaBene Yayınları.
Mitchell, Juliet (2020) Kadınlık Durumu. İstanbul: Dipnot.
Scott, Joan W. (2007) Feminist Tarihin Peşinde. İstanbul: Bgst.

BAŞVURU FORMU

 

 

s