+90 536 963 94 31
Bilim Felsefesi Kampı 2022

Bilim Felsefesi Kampı 2022

Kamp Tanıtımı

“Bilgi nedir?” sorusu felsefe ile bilimin kesişiminin merkezinde yer alan ve birçok düşünürce farklı şekillerde yanıtlanmış bir sorudur. Descartes’ın kesinlik arayışının ya da Kant’ın başka türlüsü düşünülemez doğrularının bugün hâlâ ciddiye alınacak bir yanı var mı? Newton kuramı bile terk edildiyse bugünkü kuramlarımızın asla değişemez olduğunu kesin olarak söyleyebilecek miyiz? Öte yandan hiçbir konuda hiçbir şey bilmediğimizi söylemekten de hoşlanmıyoruz. Gerçekten bu yazıyı okurken bir yandan da gözlerinin varlığında şüphe duyanınız var mı? İşte bu koşullar altında bilgiyi tanımlarken artık Descartes’ın “kesinlik” talebinden vazgeçerek bilgiye yaklaşmak mümkün mü? “Bilgi nedir?” sorusu Newton’ın yanıldığından haberi olmayan insanlarca yanıtlanamaz. O nedenle bilim insanlarının bilime yaklaşım biçimleri, bilimin yöntemini tartışmaya açan bilim felsefecileri ve de onun değişimini ortaya koyan bilim tarihçilerinin faaliyet alanları keskin bir sınırlarla birbirlerinden ayrılmamışlardır. Zira Darwin’nin evrim kuramı çeşitli nedenlerce yalnızca biyolojinin sınırları içerisinde kalamamakta, birçok toplumsal, etik ve dini tartışmaya da konu olmaktadır. Dolayısıyla bilimin veya hakikatin de bir tarihinin ve toplumsallığının olduğu kuşku götürmez bir gerçek gibi durmaktadır. Biz de 1-8 Ağustos tarihleri arasında düzenleyeceğimiz bilim felsefesi kampında bu tarihin bir ilerleme tarihi mi olduğunu, yoksa bilgiye yaklaşım tarzlarımızın dönüşümünden kaynaklanan paradigma değişimlerinden mi ibaret olduğunu, felsefenin bilimlerle ve bilimsel kuramlarla kurduğu ilişki üzerinden ele alacağız.

BAŞVURU FORMU

*Bu programa kayıt olduğunuz takdirde aynı hafta gerçekleşecek Yapay Zeka ve Politika kamplarının derslerine de katılabilirsiniz. Yaz kampları hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için  Yaz Kampları sayfamızı inceleyebilirsiniz başka sorularınız için: 

info@gocebedusunce.org

+90 532 154 42 93

İçerik:

Olasılık/Kesinlik ve Bilimsellik -

Cemal Yardımcı - Galatasaray Üniversitesi

Bu derste bilime ilişkin bazı temel kavramları ve bizzat bilimin kendisini farklı açılardan ele alacağız: 1) insanın etkinliklerinden biri olarak bilim 2) Teorik/Mantıksal Bir Yapı Olarak Bilim 3) Belirsizlikle Başa Çıkmanın Yollarından Biri Olarak Bilim 4) Bilim Felsefesinin Temel Meselesi Olarak Tümevarım 5) Olasılık, Sağduyu ve Mantık

Aristoteles Darwin ve Modern Sentez

Mehmet Elgin - Muğla Üniversitesi Felsefe Bölümü

Aristoteles’ten itibaren biyolojide temel iki araştırma programı vardır: Bunlardan birincisi bireyoluş (ontogeni) süreçleri ile ilgilidir. İkincisi ise sınıflama (taksonomi) ile ilgilidir. Türoluş (filogeni) sürecini bir araştırma programı olarak biyoloji bilimine yerleştiren Darwin’dir. Öte yandan türoluş sürecinin hem sınıflamaya hem de bireyoluş sürecine dair sonuçları vardır. Böylelikle, Darwin türoluş sürecini ve dolayısı ile evrimi biyoloji biliminin merkezine yerleştirmiştir. Darwin sonrası biyolojide gerek bireyoluş sürecine dair ve gerekse sınıflamaya dair sorulan sorular artık türoluş sürecine dair bilgilerin ışığında yani evrim teorisinin ışığında ele alınacaktır.

Darwin Türlerin Kökeni adlı eserinde doğal seçilimin küçük varyasyonlar üzerinde iş görerek tedrici bir şekilde türleşmeye götürdüğünü göstermeye çalışmıştır. Darwin’in seçilimin doğasına dair bu tezi ise bir hayli tartışma götürmüştür. Bunun temel sebeplerinden birisi o dönemde henüz kalıtımın mekanizmasının anlaşılmamış olmasıdır. Seçilimin doğasına ve kalıtımın mekanizmasına ilişkin tartışmalar Darwin ile başlayacak ve 1920’lere kadar teorik biyolojinin en temel tartışma konusunu oluşturacaktır. Kalıtımın mekanizmalarının giderek daha iyi anlaşılması ve bunun sonucunda Mendel genetiği ile Darwin’in tedrici evrim fikri arasındaki bağın daha iyi kurulması ile Modern Sentez olarak adlandırılan çağdaş evrim teorisi doğmuştur.

İki oturumdan oluşacak bu derslerin birinci oturumunda Aristoteles’in biyoloji felsefesi ele alınacaktır. Bu ders Aristoteles’in biyoloji felsefesinde evrim fikri var mıydı? Varsa bu fikir günümüz evrim teorisindeki evrim fikri ile ilişkilendirilebilir mi? Gibi sorulara odaklanacaktır. Bu sorulara vereceğimiz cevaplar Darwin’in biyolojiye olan katkısını daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. İkinci oturum ise Darwin’den Modern Senteze giden süreci ele alacaktır. Yukarıda da belirtildiği üzere, seçilimin doğası ve kalıtımın mekanizmasına dair problemler bu sürece damga vurmuştur. İkinci oturumda bu problemlerin nasıl ortaya çıktığı, temel tartışmaların neler olduğu ve nasıl çözümlendiğini ele alacağız.

Bilimsel Modelleme ve Sorunları

Yağmur Denizhan -  Boğaziçi Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü

İster bilinçli yapılsın ister bilinçsiz, modelleme her tür insan etkinliğimizin ilk adımıdır. Söz konusu olan bilimsel bir etkinlik ise, modelleme işleminin disiplin ve farkındalık içinde yürütülmesi beklenir. Modelleme işleminin bilimselliğini güvenceye almak için bilim felsefecileri nesnellik, deneysellik, yanlışlanabilirlik, iç tutarlılık gibi kriterler ortaya atmışlardır. Bu kriterler sayesinde, nesnel, mutlak ve sabit bilgiye -en azından asimptotik olarak– ulaşılması umulur.

Öte yandan, bilim tarihi, bilimsel modelleme sürecinin hem bireyin (bu bağlamda kastedilen birey bilim insanıdır) temel bilişsel süreçleri ile, hem de toplumun dönemsel siyasî yapısı ve devinimleri ile sıkı ve çift yönlü bir etkileşim içinde olduğunu göstermektedir. Yani bilimsel modeller aslında oldukça öznel, bağlamsal ve dönemsel bir karakter sergilemektedir.

Konuşmanın amaçlarından biri, bu çelişkiye ve bilimsel modellemenin otomatikleştirilemez boyutuna dikkat çekmek ve farkındalık yaratmaktır. Bu amaçla, “neyi” modellediğimiz sorusundan başlayarak modelleme süreci incelenecek; çağımızın yaygın düşünce biçimine ve felsefî modellerine damgasını vuran bazı teknik kavramlar (mesela informasyon, dijitallik, yapay zekâ) örnek olarak ele alınacak ve bunların sosyo-kültürel etkileri tartışmaya açılacaktır.

Ömür Biçmek: Spekülatif Felsefede Bilim Tartışmaları

Hakan Atay Mersin Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat

27 Nisan 2007’de düzenlenen günübirlik bir atölye çalışmasından doğan Spekülatif Gerçekçilik hareketi, kıta felsefesi çevrelerinde hararetli tartışmalara yol açtı. Bilimlerin yeri ve bilimsel düşüncenin doğasıyla ilgili meseleler gündeme geldiğinde ise tartışmalar iyice kızıştı. Bu derste söz konusu fikir ayrılıklarını iki hat üzerinden değerlendireceğiz. İlki atölyenin merkezi figürü olarak kabul edebileceğimiz Quentin Meillassoux ile atölye düzenleyicisi ve katılımcısı Ray Brassier’nin yazdıklarından geçiyor. Dersin bu ilk kısmında evrene ve diğer her şeye ömür biçme tekelini elinde bulunduran bilimlerin 21. yüzyılda felsefe yapmaya kalkışanları nasıl etkilediğini sorgulayacağız. İkinci kısımda ise Graham Harman’ın Meillassoux’ya ve Brassier’ye yönelttiği eleştirileri değerlendireceğiz. Harman’ın pozisyonunun güçlü ve zayıf taraflarını daha iyi tartmak için de Manuel DeLanda’yla birlikte hazırladıkları The Rise of Realism (Gerçekçiliğin Yükselişi) kitabına başvuracağız. DeLanda’nın yeni maddeci anlayışıyla Harman’ın nesne yönelimli gerçekçiliği arasındaki mesafeyi, ömürleri nasıl biçtikleri üzerinden ölçeceğiz. Böylece hem “ömür” hem de “ömür biçmek” felsefenin bilimlerle ilişkisini değerlendirme işine yarayabilecek felsefi kavramlara dönüşecek.  

BAŞVURU FORMU

s